Karabağ savaşının son ayağı tamamlandıktan sonra, Gerçek gazetesi, bu savaşın Karabağ’ın Ermeni ahalisine karşı zulme ve katliama dönüşme ihtimaline dikkat çekmişti. Aradan geçen kısa sürede, bu ihtimal gerçekliğe dönmüş durumda. Ortada açıktan bir katliam olduğu gösterir hiçbir şey yok. Azerbaycan yönetimi, askerî zaferin bir halkla ilişkiler rezaletine dönmemesi için azami gayret gösteriyor. Bir önceki yazıda belirttiğimiz üzere, Azerbaycan zaferinin hemen ardından Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Karabağ’ı bu bölgede yaşayan Ermeniler için de cennete çevirmek istediğinden bahsetti. Dahası, bir dizi Batı ülkesinden ve Birleşmiş Milletler’den gözlemcilerin bölgeye gelmesini kabul etti.
Fakat bu kampanya işin sadece bir yüzü. Bu açıklamalar yapılırken, geleceğinden haklı olarak endişe eden bölgenin Ermeni halkı, tekrardan açılan Ermenistan-Karabağ koridoru üzerinden hızla Ermenistan’a doğru kaçmaya başladı. Sayılar net olmasa da, savaş öncesi yaklaşık 120 bin Ermeni’nin yaşadığı bölgeden göçenlerin sayısının 110 bini geçtiği söyleniyor. Yani bir halk, kuşaklardır ev bildiği, yurt bildiği topraklardan kopuyor ya da koparılıyor. Sürecin tam olarak nasıl geliştiğini detaylarıyla anlamak en azından henüz mümkün değil. İki temel ihtimal var. Azerbaycan güçleri, açıkça ya da daha büyük bir ihtimalle zımnen Ermeni ahalinin bölgeyi terk etmesini teşvik ediyor olabilir. Bu durumda yaşanın en açık şekliyle etnik arındırma olduğuna şüphe yok. Eğer ikinci ihtimal doğruysa, yani Azerbaycan tarafı, Karabağ’ı boşaltmak için özel bir girişimde bulunmuyor, yalnızca korku içinde kaçan halkı izleyip bölgenin Ermenilerden arınmasına göz yumuyorsa, bu da aynı kapıya çıkıyor. Bu durumda Azerbaycan, 1948’te Nekbe, yani büyük felaket sırasında yerinden yurdundan olan Filistin halkının köylerini ve şehirlerini terk etmesini, “biz gidin demedik, onlar gitti” diye açıklayan İsrail’den kopya çekiyor demektir.
Konuyu İsrail’e getirmemiz boşuna değil. Savaş Karabağ’ın Ermeni güçleri ile Azerbaycan arasında gerçekleşti ama Azerbaycan tarafı Siyonist İsrail’in sattığı dronlarla ve bizim istibdad rejiminin yolladığı silahlarla savaştı. Aliyev özellikle Siyonizm ile olan ilişkileri konusunda haya duygusunu da kaybetmiş gözüküyor. Fotoğrafta gördüğünüz ve İsrail dronlarının yanında çektirdiği pek şen şakrak fotoğraflar da bunun bir göstergesi. Biz tarihte, Siyonizmin silahıyla haklı bir dava için savaşıldığı bir örnek bulunabileceğini sanmıyoruz. Siyonizmin o silahları, Myanmar’ın Rohingyalı Müslüman azınlığına ve Filistin’in yiğit halkına yıllardır kan kusturuyor. “Türk kardeşlerimiz kazandı” düşüncesiyle, Ermeni’nin acısına gülmeyi ya da bir halkın yersiz yurtsuz kalmasını göz ardı etmeyi aklından geçiren Türk emekçisi kendine şu soruyu sormalı: Azerbaycan pek haklı idiyse, bu savaşı neden İsrail’in topuyla tüfeğiyle savaştı? Peki ya Siyonistlerin dronlarıyla fotoğraf çektiren Aliyev’i nereye koyacağız?
Buradan bir adım öteye gidip, nasıl oldu da Siyonistler Azerbaycan’ı silahlandırmaya karar verdi sorusunu da sormak gerekir. Siyonizmin topu tüfeği yağma Hasan’ın böreği mi de her isteyen faydalansın? Aliyev istibdadı, Siyonizmin silahlarından faydalanabilmek için İsrail’e bir dizi bedel ödedi. Bugün Azerbaycan’ın hava sahası tamamen İsrail’in kullanımına açık. İstihbarattan sabotaja kadar, en başta da İran’a karşı olmak üzere, Siyonistler Azerbaycan’ı bir karargâh olarak kullanıyor. Dahası, İsrail, Azerbaycan’ın 2020 savaşı ile ele geçirdiği Zengilan’da Azerbaycan için “akıllı köy” kurasıymış. “Hayırdır, akıllı köy de nereden çıktı” demeyin. Zengilan, İran sınırından bir taş atımlık mesafede. Siyonistlerin hüsnü tabir ile akıllı köy dediği bu yerleşkenin, İran’a karşı İsrail’in dinleme ve gözetleme merkezi olduğu herkesin bildiği bir sır. Bu dinleme tesisinin amacı ise, bugün Filistin davasının en önemli askerî destekçisi olan İran’ın her adımının (Filistin’e silah göndermek dahil) İsrail tarafından kontrol edilebilmesi. Bütün bunlar paragrafın başında sorduğumuz sorunun cevabını veriyor. Yani Aliyev, Siyonizmin tankına topuna karşılık, tarihi işçi sınıfı iktidarı dahil yiğitliklerle dolu Azerbaycan’ı, Filistin halkına karşı Siyonistlerin gözü kulağı yapıyor. Güzel işçi kardeşim, sen söyle, Azerbaycan’ın alnına bu kara lekeyi sürenlerin zaferini mi kutlayalım?