ABD’de siyahî bir güvenlik görevlisi olan George Floyd’un polis tarafından katli üzerine patlak veren halk isyanı üçüncü haftasını doldururken tüm ülke sathına yayılmış ve Trump’ın sokaklardaki halkı askerî yöntemlerle sindirme planlarını da altüst etmiş bulunuyor.
Ancak daha önce sayfalarımızda ifade ettiğimiz gibi, işçi sınıfının kendi örgütleriyle isyana katılımı, tekil örnekler haricinde, bariz biçimde zayıftı. 19 Haziran Cuma günü, ABD’nin Batı Yakası’ndaki liman ve depo işçileri, bu aykırılığı giderme yönünde önemli bir adım attılar. ABD’nin en militan, en güçlü sendikalarından biri olan Uluslararası Liman ve Depo İşçileri Sendikası (ILWU), San Francisco Körfezi’ndeki şubelerinin önderliğinde ırkçılık karşıtı isyanla dayanışma içinde bir eylem düzenledi. Kaliforniya’nın Meksika sınırındaki San Diego şehrinden en kuzeydeki Washington eyaletine kadar 29 liman, bir vardiya süresince (8 saat) kapalı kaldı. Aynı zamanda Kaliforniya’nın en önemli liman şehirlerinden biri ve 1960’larda Kara Panterler örgütünün doğumuna tanıklık etmiş Oakland şehrinde yirmi bin civarı eylemcinin katılımıyla büyük bir yürüyüş düzenlendi.
19 Haziran, ABD’deki siyahîler için çok önemli bir bayram. 1865 yılında bu tarihte ABD’de köleliğin ilgasını duyuran Hürriyet Bildirgesi, ilanından (1862) neredeyse üç yıl sonra Teksas’taki siyahîlere okunmuştur. Bu tarihten beri tüm siyahîler tarafından Hürriyet Bayramı olarak kutlanmaktadır.
Kökleri 1934 San Francisco Genel Grevi’nde olan ILWU ise, o tarihten beri ülkenin Batı yakasının en militan sendikası. Yıllar boyunca hem ekonomik hem toplumsal ve siyasi sayısız mücadeleye öncülük ettiler: Medenî Haklar Hareketi’ne katıldılar, ırkçılığa karşı militanca savaştılar, Şili’de Pinochet ve Güney Afrika’da Apartheid rejimlerine ve Irak ve Afganistan’daki emperyalist savaşlara karşı grevler düzenlediler. Koronavirüs zamanında bile ABD’deki en kalabalık 1 Mayıs eylemini düzenlemeyi başaran ILWU, George Floyd’un cenazesinin kaldırıldığı 9 Haziran günü ise 9 dakikalık iş bırakma eylemi gerçekleştirmişlerdi.
Oakland’daki yürüyüşte ise sol ve sosyalist örgütlerin, sendikaların, siyahî, Latino, Asyalı vb. azınlık hakları savunucusu grupların da desteğiyle yirmi bin civarı insan toplandı. Oakland Limanı’ndan şehir merkezine yaklaşık 4 km’lik yürüyüş, Koronavirüs riskine ve yakıcı Haziran güneşine rağmen sönümlenmeksizin devam etti. Sık sık “Siyahîlerin hayatları değerlidir”, “İşçiler mücadelede, halk mücadelede!”, ve “Siyahî, Latino, beyaz; dünyanın tüm işçileri birleşin!” sloganları atıldı. Yolda yalnızca birçok siyahî mahkûmun tutuklu bulunduğu Oakland Karakolu’nda duruldu. Burada eski Kara Panterler tarafından yapılan konuşmalarda polisin tutuklamalarda ve beyaz olmayan tutuklulara davranışında sergilediği ırkçı tutum topa tutuldu, polise ayrılan bütçenin iptali çağrısı yapıldı. Kimi konuşmacılar, ırkçılığa ve polis terörüne karşı nihaî çözüm olarak sosyalizmi işaret etti.
Yürüyüş esnasında ILWU’nun Keith Shanklin, Trent Willis, Jack Heyman, Clarence Thomas gibi ülke çapında ve bölgesel liderlerinin yanı sıra, Angela Davis, Danny Glover, eski Kara Panterler Cat Brooks ve Gerald Davis gibi siyahî ve sosyalist hareketlerin tarihsel simaları da konuştu. Konuşmacılar, Oakland Limanı’nın karşı karşıya bulunduğu özelleşme ve müteahhitlere peşkeş çekilme riskinden polis terörüne, siyahî ve siyasî tutukluların kaderinden Koronavirüs’ün siyahî nüfus üzerindeki etkilerine kadar bir dizi önemli konuya değindi. Sendikanın 10. Şubesi başkanı Trent Willis, eylem sırasında verdiği bir röportajda ABD’nin iki parti sistemini eleştirdi, sistemi yöneten iki partinin de zenginleri temsil ettiğini söyledi ve bağımsız bir işçi partisi çağrısında bulundu. Emekli liman işçisi ve ILWU’nun önemli önderlerinden Jack Heyman ise yaptığı konuşmada hem Trump yönetimini, hem de Demokratlar’ın başkan adayı Joe Biden’ı hedef aldı; Biden’ın siyahî ve göçmenleri hedef alan 1994 tarihli ceza infaz yasasının mimarı olduğunu hatırlattı. Sanders’ın “politik devrim” çağrısını yetersiz gördüğünü söyleyen Heyman, ABD’nin bir “toplumsal devrim”e ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
ILWU, bu vesileyle halk isyanının bir adım ileri taşınması için gerekli olan işçi sınıfının kendi örgütleri ve talepleriyle isyana katılımının ilk adımını attı. Eğer diğer sendikalar ve sosyalist örgütler bu eylemi kendilerine örnek alır da isyana desteklerini eylemleriyle gösterirlerse, hem ABD’nin tarihsel belâsı ırkçılığın aşılması yönünde büyük bir aşama kaydedilecek, hem de isyanın kendisi giderek bir bütün olarak kapitalizmi hedef almaya başlayacaktır.