2. Gün. 30 Temmuz Salı.
Yunanistan bir kez daha tarihi günlerden geçiyor. Dünya kapitalizminin büyük krizi en yoğun biçimini Yunanistan’da almış durumda. Bu da dev bir siyasi mücadeleye, Yunan işçi sınıfı ve emekçilerinin Avrupa ve dünya finans kapitaline ve Yunan burjuvazisine karşı bir sınıf savaşına yol açıyor. Kardeş partimiz EEK’in önderlerinden Mihail Savas-Matsas yoldaşımız bu krizi bir günce ile bütün dünyaya aktarıyor. Çünkü EEK Yunanistan’ın kurtuluşunun ancak enternasyonalist yoldan mümkün olduğuna inanıyor. Aşağıdaki metin İngilizce aslından Türkçe’ye çevrilmiştir.
IMF/AB/Avrupa Merkez Bankası’nın son ültimatomundan sonra iflastan ve Yunanistan’ın Avrupa Birliği’nden çıkışından “kaçınma”nın tek yolu olarak, yoksullaşan Yunan halkından talep edilen yeni barbar “kemer sıkma” önlemlerinin “Evet” ya da “Hayır” şeklinde oylanacağı 5 Temmuz referandumu için verilen mücadele her geçen gün giderek kızışıyor.
Bu mücadele içerisinde sınıfsal hatlar artık çok belirginleşmiş durumda. emperyalist dünyanın tüm liderleri (Obama, Merkel, Hollande, Renzi, Rajoy, Cameron ve diğerleri), finansal sermayenin tüm kurumları ve onların dünya çapındaki medya organları, bir taraftan beceriksiz bir şekilde “dünya kapitalist ekonomisine yönelik tehlikeleri azaltmaya” çabalarken, diğer taraftan tehditlerini yoğunlaştırıyor ve gözdağı veriyor. Obama’nın Yunanistan’ın Avrupa Birliği’nden çıkışının ABD ekonomisini etkilemeyeceğini söylemesine rağmen, ABD Hazine Bakanı dâhil bir çok burjuva analisti aksi yönde bir görüşe sahip. ABD Hazine Bakanı Jack Lew Yunanistan’ın Avrupa Birliği’nden çıkışının “küresel bir sistemik risk” ortaya çıkarabileceği konusunda AB’yi daha önce birkaç kez uyarmıştı.
Yunanistan’da tüm burjuva muhalefet partileri, sağın ve “aşırı merkez” Potami partisinin yerel yönetim liderleri, büyük şirketlerin kapitalist sahipleri ve hemen hemen tüm TV, radyo ve yazılı medya organları yalnızca halka korku salma ve “Evet” oyu kullanması yönünde şantaj yapma noktasında değil, aynı zamanda, kendilerinin de söylediği gibi, Ukrayna’daki “Euromaidan”ı örnek alarak “sivil toplumcu”, küçük burjuva ve AB yanlısı bir karşı devrimci “Avrupa’dan kopmayacağız” hareketinin seferber edilmesi noktasında da kol kola çalışmaktadır.
Hâkim sınıfın bu gerici güçleri bugün Sindagma meydanında Evet taraftarı bir gösteri düzenledi. Büyük sermaye grupları, işçilerinin ücretlerini bile ödemezken ve bunun için “bankaları kapatan komünist hükümeti” suçlarken, işçilerine bugünkü gösteriye katılmaları için, aksi halde işlerini kaybedecekleri tehdidini kullanarak şantaj yaptı.
Evet taraftarı gerici gösteri çok kalabalık olmakla birlikte, dünkü Hayır taraftarı halk seferberliğinden daha az insan vardı. Üstelik, tanınmış bir ateistin “Tanrı bile sağcılara karşı” demesine yol açacak biçimde, gösteri sırasında şiddetli bir yaz yağmuru başladı ve meydanda toplanmış küçük burjuva “savaşçılar”ı dağıttı!
Bu arada, AB ve Çipras hükümeti arasında son dakikada bir anlaşmaya varmak için hararetli gizli pazarlıklar başlamış bulunuyor. 2011 ve 2012’nin hatıralarını canlandıran dünkü kitlesel halk seferberliği hem emperyalist kurumları hem de “Hayır’ın zaferi AB’den kopuş değil, yeni bir pazarlık süreci anlamına gelmektedir” sözlerini tekrarlamayı bırakmayan hükümeti de korkuttu. Her hâlükârda, referandum kitlelerin, hükümetin teslimiyetine karşı uyguladığı basıncın açık bir ifadesidir.
AB Komisyonu Başkanı Juncker tarafından daha önce öne sürülmüş bir teklif tekrar gündeme gelmiş bulunuyor. Bu teklifi pazarlık yaptığı kurumlara sunan Yunan hükümeti, Yunan ekonomisinin hem Avrupa için, hem de uluslararası anlamda dizginlenmesi güç etkileri olacak toptan çöküşünü önleyebilmek amacıyla Avrupa İstikrar Mekanizması’ndan (ESM) daha yumuşak kemer sıkma koşullarıyla iki yıllık yeni bir kredi talebinde bulundu.
Troyka’nın bir önceki “kurtarma programı”nın süresi 30 Haziran yani bugün itibariyle doldu ve Yunanistan resmi olarak herhangi bir “emniyet kemeri”nden yoksun. IMF’ye olan 1.5 milyar euroluk ödeme yapılamadı – bu Avrupa ülkeleri arasında bir ilk. Yunan hükümeti ile pazarlık yürüten kurumlar için en büyük sorun ise Avrupa Merkez Bankası’na 20 Temmuz’da ödenmesi gereken 3.5 milyar euroluk taksitin ödenemeyecek olmasıdır.
EEK ülke çapında Hayır kampanyasını sürdürüyor. Volos’ta “Kapitalistlerin krizinin bedelini biz ödemeyeceğiz” sloganı altında bir gösteri düzenledik. Yarın Atina’da merkezi bir miting yapacağız – Umalım ki yağmur yağmasın!