Fransa’da 20 emekli general ve farklı rütbelerden binden fazla subay, ülkenin Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron başta olmak üzere hükümet üyeleri ve milletvekillerini, sadece oyalama ve gevşeklik ile değil, aynı zamanda "suçlu bir sessizlik" içinde olmakla da itham eden; Fransız medeniyetini korumak üzere "tehlikeli bir görevde bulunan muvazzaf silah arkadaşlarının" önüne geçilemez müdahalesi konusunda uyaran ve "sorumluluğunu ülkenin siyasî liderlerinin taşıyacağı, binlerle sayılacak ölümlerin olacağı bir iç savaş" tehdidinde bulunan bir açıklama yayınladılar.
Bu, Cezayir Savaşı döneminin Gizli Ordu Teşkilâtı'nın (OAS) hayaletidir. Bu, 1958 darbesinin heyulasıdır. Bu, 1968’de kitlelere karşı NATO ordusunun hazırlanışının yankısıdır. Bu, Fransız ordusunun geleneğidir.
Bu açıklama gibi son derece ciddi olansa, buna ilk tepkinin, partinin mevcut liderinin babası Jean-Marie Le Pen tarafından 1972'de Fransız faşizminin tüm unsurlarının bir araya getirilmesinin devamcısı bir parti olan, ön-faşist Rassemblement National (Ulusal Birlik, eski adıyla Ulusal Cephe) lideri Marine Le Pen’den gelmiş olmasının, bu vahameti arttırıyor oluşu. Marine Le Pen generallere cevaben, onları, “demokrasi” adına, “bir ulusal birlik hükümeti” kurmak amacıyla “Fransızların reyleri ile onaylayacakları bir iktidar değişikliği projesi” olan kendi mücadelesine katılmaya davet ediyor. Bu insanlar daha yeni askerî bir müdahale, bir iç savaş ve binlerce ölüm tehdidinde bulunan birer darbeci general, ama Le Pen onlara kilise korosuna giden çocuk muamelesi yapıyor!
Bu, gelişmiş emperyalist kapitalist ülkelerin içinden geçmekte oldukları vahim durumu aydınlatan 2021 yılındaki ikinci şimşektir. İlk uyarı, Donald Trump taraftarı paramiliter çetelerin, 6 Ocak tarihinde Amerikan Kongre binası Kapitol’ü açıkça Kongre’nin Joseph Biden’in başkanlığını tescilini engellemeyi ve kahramanları Trump’ın ikinci bir dönem için Beyaz Saray’a dönmesini amaçlayarak işgal etmeleriydi.
Her iki ülkede de iç savaş tehdidi, ırkçılığın en menfur biçimleri ile bir arada görülüyor. Her iki ülkede de azınlıkları (birinde siyahlar, Latin Amerikalılar veya Amerika yerlileri; diğerinde Mağribîler veya Sahra altı Afrika'dan olanlar), göçmenleri, Müslümanları, Yahudileri ve musallat olabilecekleri diğer her grubu tehdit eden güçler, işçi sınıfı ve köylülerin içinde bulundukları sosyo-ekonomik durum için bu grupları suçluyorlar.
Her iki ülkede de, iktidar için yanıp tutuşan ve onu elde etmek için şiddete başvurma vaadinde bulunan her grupla, yani Trump örneğinde paramiliter çetelerle ve Marine Le Pen örneğindeyse emekli üst rütbeli askerlerle bir araya gelebilecek olan liderler, son derece şovenist bir kendi “uluslarını” her şeyin üstünde tutma siyaseti izlemekteler.
Dolayısıyla, 21. Yüzyıl’ın üçüncü on yıllık dönemi, Avrupa’yı barbarlık uçurumunun kıyısına getirmiş Nazi ve faşizm musibetinden bu yana eşi görülmemiş muazzam bir meydan okuma ile açılmıştır.
Kimse Trump ve paramiliter çetelerinin teşkil ettiği tehdidin kolay bir biçimde, sırf bunlar ilk muharebeyi kaybettiler diye sona erdiğini sanmasın. Herkes Fransa’da ve Avrupa’nın geri kalanında şimdi başlamakta olan muharebelere hazır olsun.
İşçi sınıfının örgütlü güçleri, bu yükselen gericilik dalgasını durdurabilecek, geri püskürtebilecek ve yenebilecek esas karşı güçtür.
Sendikalar ve işçi sınıfını örgütlemeye çabalayan siyasi güçler, bu gericiliğin, yani açık ve gizlenmemiş faşist güçlere dönüşmenin eşiğinde olan bu ön-faşist güçlerin yükselişi karşısında bir bariyer oluşturmak üzere, bir birleşik işçi cephesi ruhuyla bir araya gelmelidir.
Tüm anti-faşistlerin, ırkçılık karşıtlarının ve anti-militaristlerin toplanacakları yer işçi sınıfının etrafıdır. Bir işçi sınıfı birleşik cephesi, Fransa’daki Sosyalist Parti ve EELV (Yeşiller) gibi, aslında kapitalist sistemin yanında saf tutan müreffeh modern küçük burjuvazinin partileri olan sözüm ona sol partileri içermemelidir. Solu işçi sınıfından uzaklaştırıp kimlik politikasına çeken en başta bu partiler olmuştur. Bütün gelişmiş ülkelerde isçi sınıfını solun ciddi desteğinden yoksun bırakıp ön-faşist güçlere işçilerin ve yoksulların kurtarıcısı rolüne bürünme imkanını veren de bu olmuştur.
Darbeci generaller, bir yıldan fazla bir süredir güvenlik güçleriyle çatışmak zorunda kalmış olan sarı yeleklilerden bahsederken, koyun postunda kurda dönüşüyorlar. Sarı Yeleklilerin tarafı, işçi sınıfının tarafıdır. Onlar, işçi sınıfı ile aynı yoksulluğu, aynı güvencesiz koşulları, kamu hizmetleri yönünden aynı eksikliği paylaşmaktadırlar. Hakları ve varlıkları, Macron kadar, darbeci generaller ve Marine Le Pen tarafından da tehdit edilen herkes, tüm ezilenler ve gençlik, birleşik işçi cephesi saflarına katılmalıdır.
- Fransa’daki iç savaş kışkırtıcıları derhal tutuklansın!
- Trump'ı isyana teşvik ve komplo kurmaktan yargılayın!
- Sol siyasetin dayanak noktası ve sosyalizme doğru her ilerlemenin kaynağı olan işçi sınıfına yönelin! İşçi sınıfını faşistlerin eline bırakmayın!
- Avrupa'da sendikalar ve işçi sınıfı siyasî partilerinin mücadele birliği!
- Demokrat Parti’den çıkın ve ABD’de bir birleşik cephe kitlesel işçi partisi inşa edin!
- ABD’deki paramiliter güçlere ve Fransa’daki iç savaş kışkırtıcısı generallere karşı, sendikalar bünyesinde işçi sınıfının askerî eğitimini organize edin!
- İşçi sınıfının siyasi bağımsızlığı için, Avrupa’nın tüm ülkelerinde kapitalistlerin çıkarlarına hizmet eden sözde sol partilerle ittifakı reddedin!
- Siyahlar ve Beyazlar, birleşin ve mücadeleye atılın!
- Beyazlar ve Araplar, birlikte yürüyün!
- Irkçılıkla savaşın, militarizmle savaşın, faşizmle savaşın!