26 Temmuz tarihinde General Abdourahmane (Abdurrahman) Tiani komutasındaki Nijerli askerler, bölgedeki Fransız emperyalizminin sadık müttefiki (daha doğrusu uşağı) Mohamed (Muhammed) Bazoum hükümetinin devrildiğini ilan etti. Bazoum’un silahlı kuvvetlerce devrilmesi, 2020’den bu yana yaşanan Mali, Burkina Faso ve Gine örneklere bir yenisini ekliyor. Böylece Fransa’nın bölgedeki emperyalist hükmüne karşı birbirine komşu dört ülkeden müteşekkil bir blok fiilen vücuda gelmiş bulunuyor.
Mali ve Burkina Faso’da olduğu gibi Nijer’de de emperyalizm yanlısı hükümetin devrilmesinin halk nezdinde büyük destek bulduğu aşikâr. Nijer toprağında Fransız birliklerinin varlığına karşı mücadele eden ve liderleri Bazoum hükümeti tarafından hapse atılmış sivil anti-emperyalist hareket M62, 30 Temmuz’da bir gösteri çağrısında bulundu. Nijer halkı bu çağrıya, eyleme kitlesel olarak katılarak cevap verdi. Le Monde’un alıntıladığı Nijerli bir gazeteciye göre bu eylem, başkent Niamey’in tarihindeki en büyük gösteriydi. Eylemciler Fransız emperyalizme karşı düşmanlıklarını Fransız bayrakları yakarak, Fransız emperyalizminin ülkedeki en büyük sembolü olan Fransız elçiliğine saldırarak ve nihayet elçiliği ateşe vererek gösterdiler.
Fransız emperyalizmine ve Nijer, Mali, Burkina Faso ve Gine gibi ülkelerde emperyalizmin beslemesi olan hükümetlere karşı bu kitlesel düşmanlık, yaşananın basit bir saray darbesinden ibaret olmadığını açıkça gösteriyor. Bilakis, Batı Afrika’da tarihsel bir kırılma noktasına ve Fransa’nın yeni-sömürgeci hükümranlığına son vermek için bir halk iradesinin doğuşuna tanıklık ediyoruz. Bu yeni-sömürgeci hükümranlık, kendini para birimi olarak (Fransız sömürge yönetiminin bir kalıntısı olan) "Orta Afrika Frankı" gibi bir garabetin kullanılmasından, "Barkhane Operasyonu" için bölgede konuşlanmış Fransız birliklerine kadar bir dizi şekilde kendini göstermektedir. Bu, şu anda iktidardaki silahlı kuvvetlere güvendiğimiz anlamına gelmiyor. Ancak tüm bu ülkelerde anti-emperyalist kitle hareketlerinin varlığı bize bu anti-emperyalist dönüşün askeri liderlik olsun olmasın kalıcı olduğunu gösteriyor.
Sahel ülkeleriyle eski sömürgeci güç Fransa arasındaki çatışmanın Fransız şehirlerinin banliyölerinde yaşayan Mağribî ve Sahra ötesi Afrika kökenli gençliğin Mağribî bir gencin soğukkanlı biçimde Fransız polisi tarafından katline karşı isyanıyla neredeyse eşzamanlı gerçekleşmesi, sembolik olarak çok anlamlı. Macron’un İçişleri Bakanı ve Marine Le Pen’le yarışır düzeyde ırkçı, isyan eden gençlere Nicholas Sarkozy’nin ayak izinde böcek diyen Gérald Darmanin komutasındaki Fransız polisinin ırkçılığı, Fransız devletinin sömürgeci kibrinin bir göstergesi. Uzun yıllar boyunca sömürgeci poz kesmeye alışmış Fransız devleti, hem içeride hem dışarıda hayasız saldırganlıkta ısrarcı.
Fransa ve (Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği de dahil) emperyalist güçler, bölgede bütün dengeyi değiştirebilecek potansiyele sahip bu kırılma noktasını fark etmekte gecikmediler. Fransa ve diğer Avrupalı emperyalistler “darbecilere” karşı bir dizi kınama yayınlandı, ardından da ekonomik yaptırımlara başladılar. Biden’ın Dışişleri Bakanı Anthnoy Blinken ve Macron, seçilmiş bir cumhurbaşkanını devirdiği gerekçesiyle darbeyi protesto etti. Bu tepkiler tamamen kof, zira hem ABD hem Fransa Nisan 2021’de Çad’da gerçekleşen “hanedan darbesi”ne veya büyük bir halk devrimine karşı bir darbe anlamı taşıyan Sudan’ın Geçici Egemen Konsey’inin ve Başbakan Hamdok’un Ekim 2021’de devrilmesine sessiz kaldılar. Her iki durumda da emperyalistler çıkarları öyle gerektirdiği için darbeleri görmezden geldiler. Çad bir Sahel ülkesi, Sudan ise Çad’ın yan komşusu! Emperyalizm yanlısı darbeleri onaylayıp anti-emperyalist darbeleri kınamak ne büyük sahtekarlık!
Bunun da ötesinde, emperyalizm, hegemonyasına karşı gelişen bu tehdide karşı giderek saldırganlaşıyor. Nijer’in yeni hükümeti Fransız güdümlü bir karşı-darbe planını açığa çıkardığını açıkladı. Dahası, Nijerya liderliğindeki ECOWAS (Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu), 7 Ağustos’a kadar Bazoum iktidara dönmezse Nijer’e askeri müdahalede bulunacaklarına yönelik bir ültimatom yayınladı. Burkina Faso ve Mali ise Nijer’den yana desteklerini gösterdiler ve Nijer’e karşı herhangi bir askeri müdahaleyi savaş ilanı olarak göreceklerini açıkladılar. Moden Fa Lumana gibi Nijerli muhalefet partileri, M62 hareketi ve sendikalar, yeni hükümete desteklerini açıkladılar ve yabancı müdahaleye karşı halkı harekete geçirmeye hazırlar. Avrupa emperyalizmi destekli Nijerya ordusuyla Burkinalı ve Malili müttefikleriyle beraber Nijer halkı arasında bir savaşın eli kulağında.
Fransız basını, Fransız ve genel olarak Avrupa vatandaşlarının ülkeden tahliyesiyle ECOWAS’ın açıkladığı ültimatom tarihi, yani 7 Ağustos arasında açıktan bağlantı kuruyor. ECOWAS, Fransa ve hatta belki AB’nin birlikte askeri bir operasyondan önce tahliye sürecini koordine etmiş ve savaş başlamadan önce mümkün mertebe çok Avrupa vatandaşını tahliye etmek isteme ihtimali çok yüksek.
Muhammed Barzoum hükümetinin askerlerce ve büyük bir halk desteğiyle devrilmesi, tüm Sahel bölgesi sathında yükselen anti-emperyalist dalganın bir işaretidir. Tüm bölgedeki ve giderek tüm Afrika kıtasındaki emperyalist ve sömürgeci Fransız, AB ve Amerikan güçlerine vurulmuş büyük bir darbedir. Tüm dünyanın işçi sınıfı ve anti-emperyalist militanlarınca desteklenmelidir. Daha önce diğer Sahel ülkelerinde görüldüğü gibi Nijer’de de hükümetin devrilmesini destekleyen eylemlerde gözlenen Rus bayrakları ve Putin yanlısı sloganlar, emperyalist kamptan kopmaya yönelik bir isteğin işareti. Bu, emperyalizm yanlısı basının sürekli tekrarladığı gibi illa Rusya veya Wagner’in yönetiminde bir komployu değil, Nijer’in emperyalizmin askeri gücüne ve askeri müdahaleye karşı bir dayanak noktasına, yani uluslararası dayanışmaya duyduğu ihtiyacı gösterir. Bu durum kesinlikle Afrika’nın ve Küresel Güney’in aşırı sömürülen kitlelerinin giderek Üçüncü Dünya Savaşı’na evrilmekte olan Ukrayna’daki ABD güdümlü NATO vekalet savaşının getirdiği büyük tehditlere verdiği yanıtın bir ifadesidir. Yakın zamanda Vilnius’ta gerçekleşen NATO zirvesinde yayınlanan bildiri, NATO Sekreteri Stoltenberg’in tabiriyle “NATO’nun Güney kanadı” Afrika’yı da içeren emperyalist savaş planları konusunda şüpheye yer bırakmıyor.
Nijer’e karşı her türlü askeri müdahaleye veya ekonomik yaptırıma karşı olduğumuzu en kararlı şekilde ilan ediyoruz. Yeni-sömürgeci saldırıya karşı Nijer ve Sahel halklarının yanındayız. Sahel halklarının Fransız emperyalizmine ve uşaklarına karşı gerekli her yolla savaşmaya hakkı vardır. Fransa’nın Sahel’de yapacağı tek şey var, o da defolup gitmek! Nijerya halkı ve askerleri, Nijerli kardeşlerine karşı savaşmayı reddetmelidir!
Kahrolsun Fransız emperyalizmi!
Fransa Sahel’den defol!
Fransa, AB ve ABD Afrika’dan defolun!
Tüm Afrika halklarının hürriyeti, bağımsızlığı ve sosyalist birliği için ileri!
Kahrolsun Nijer’e karşı askeri müdahale!
Nijeryalı askerler, Nijerli kardeşlerinize kurşun sıkmayın!
Her yerde emperyalizme ve onun uşaklarına karşı mücadele edelim!
Uluslararası “Hristo Rakovski” Sosyalist Merkezi
RedMed İnternet Ağı