Akdeniz: Dünya devriminin yeni havzası!

The Mediterranean: new basin of world revolution!

البحر الأبيض: الحوض الجديد للثورة العالمية

مدیترانه: حوزه جدید انقلاب جهانی

Il Mediterraneo: nuovo bacino della rivoluzione mondiale!

Μεσόγειος: Νέα λεκάνη της παγκόσμιας επανάστασης!

Derya Sıpî: Deşta nû a şoreşa cihânê

Միջերկրական ծով: նոր ավազանում համաշխարհային հեղափոխության.

El Mediterráneo: Nueva cuenca de la revolución mundial!

La Méditerranée: nouveau bassin la révolution mondiale!

Mediterrâneo: bacia nova da revolução mundial!

Nisan 2002 trajedisinden 23 Ekim 2016 farsına

Venezüella ekonomisinin omurgasını oluşturan petrolün fiyatının düşmesi ve bunu izleyen hiperenflasyon sonrası Venezüella büyük bir krizin içerisinde. ABD destekli muhalefetin, Maduro’yu devirmek için düzenlemek istediği referanduma Venezüella YSK’sı denebilecek CNE engel olunca, muhalefet mutlak çoğunluğa sahip olduğu parlamentodaki güçlerini devreye soktu. Maduro’nun uygulamalarının anayasaya uygun olup olmadığına dair oy kullanılacakken, Maduro yanlısı birkaç yüz kişi parlamentoyu bastı. Ne var ki bu eylem kısa sürdü ve bir hükümet milletvekilinin ricası üzerine eylemciler meclisi terk etti ve oturuma devam edildi. DEYK’in (Dördüncü Enternasyonal’in Yeniden Kuruluşu Koordinasyonu) Venezüella seksiyonu ve kardeş örgütümüz Opcion Obrera’nın (İşçi Seçeneği) metninde bu gelişme vesilesiyle, Venezüella’nın içinde bulunduğu kriz ele alınıyor. Metinde geçen PDVSA, Venezüella devletinin petrol şirketidir. Bahsi geçen Ramos Allup, muhalefetin çoğunlukta olduğu parlamentonun başkanı ve muhalefetin liderlerinden biridir.

 

“Devrimciler” sağcıların darbesini engellemek için Ulusal Meclisi işgal ettiler. Fakat göz açıp kapayıncaya kadar, binayı “darbecilere” teslim ettiler. Sebebi de bir siyasi açıklamada “diktatörlük” ile yönetildiklerinin belirtilmesi üzerinde anlaşmaya varmış olmaları. Venezüella’nın burjuva demokrasisi ne garip!  

Dolar cinsinden fiyatlar, yetersiz ücretler

Hem PSUV (Venezüella Birleşik Sosyalist Partisi, Chavez’in kurduğu burjuva milliyetçi iktidar partisi) hem de MUD (Demokratik Birlik Masası, Chavez karşıtı Amerikan destekli partilerin oluşturduğu parti) milyonlarca Venezüellalının desteğine sahip olduğunu iddia ederken iki tarafın da bu destekten yararlanarak yapmak istediği tek şey iktidarda olup, iflas etmiş sermayenin koşullarından istifade ederek, rahatça çalıp çırpmaya devam edebilmek. Milyonlarca Venezüellalı ise, her iki parti de sermayeyi kurtarma ve krizin bedelini kapitalistlere değil sömürülenlere ödetme politikası izlediği için kriz şartlarında hayatını sürdürmeye çalışıyor.

Dün (yukarıda bahsedilen açıklamanın yapıldığı gün, ç.n..), Venezüellalıların alım gücündeki gerilemenin telafisi için maaşların acilen arttırılması gerektiğinden bahseden oldu mu? Peki bu acil ihtiyaç Ulusal Meclis’in onayladığı açıklamada geçiyor muydu? Ne bundan bahseden var ne de bahsetmeye niyeti olan, ne MUD ne de “devrimciler”. Hepsi, sermayenin iflasının sonucu olarak dibe vuran kâr oranlarının yeniden yükselmesi için temel besinlerin ve temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarının dolara çevrilmesi konusunda hemfikir vaziyette. 

Sermayenin iflası ve PDVSA’nın zorlama temerrüt ilanı

PSUV ve MUD arasındaki iktidar mücadelesine kayıtsız milyonları görmeksizin, “halkın” ayaklanıp meclisi basmasına sevinenler, gerçek halkın ayaklanıp, gruplar halinde Ulusal Meclisin yanı sıra Miraflores Sarayı’na da (Venezüella devlet başkanının sarayı ç.n.) kapıyı göstermesine hazır olmalılar. Bu ikisi ancak bir süper market ile Çin malları satan dükkân kadar farklıdır birbirinden. PDVSA’nın ve devletin temerrüt ilanından sonra ülkedeki iktisadi şartlar daha da beter hale gelecektir. PDVSA da devlet de, kasalarında ne var ne yok tüketene kadar uluslararası finans sistemine parça parça borç ödemeyi, yaklaşan açlıktan ülkeyi kurtarabilecek tarım ve sanayi üretimi üzerine kafa yormaya yeğliyorlar.

PDVSA teslim bayrağını çekerek borcunun bir kısmını takas etmeyi önerdi, zira yılın son aylarında ve gelecek sene kalan borcunu ödemesi imkânsızdı ve borçları ile borcun faizi artarak 2020’ye devredecekti. PDVSA’nın hangi alacaklısı artık bu ihtimale iyimser yaklaşır? Perşembeden pazara kadar geçen sürede hem sağcıların hem de hükümetin verdiği işaretler “borç takasını bir kenara bırakıp, bir an önce gelip paralarını isteyeceklerini” gösteriyor. Eğer geçtiğimiz cumaya kadar 5 milyar dolarlık tahvil borcunun yarısını takas etmeyi başaramadılarsa, Pazar günü yaşanan absürt gösteriden sonra şanslarını tamamen kaybettiler. Daha da beteri, Maduro’nun, borçları ödemek için uluslararası arenadaki “dost” ülkelerden fon alması gitgide zorlaşıyor, daha kötü şartlarla, Venezüella’nın dış borcunun alacaklıları için daha avantajlı, ülke içinse daha zararlı biçimde gerçekleşiyor.

Ne Maduro ne Ramos Allup!

Egemen, demokratik ve temsil gücüne sahip bir kurucu meclis!

İşçi Hükümeti!

Sermayenin çıkarlarıyla ilişkisi olmayan bir hükümete ihtiyacımız var. Bir İŞÇİ HÜKÜMETİNE ihtiyacımız var. Tüm iç ve dış borçlar için moratoryum ilan ederken eli titremeyecek bir hükümete ihtiyacımız var. Sömürülenlere, temel ihtiyaçlar sepetine denk bir ücret verilmesini destekleyecek ve krizin bedelini kapitalistlere ödetecek bir hükümete ihtiyacımız var. Kitle hareketlerinin Maduro ile Ramos Allup’u, PSUV ile MUD’u bir görmesini sağlamak, her ikisinin elinden de siyasi iktidarı almak ve kapitalistlere ve burjuva partilerdeki köşe dönme meraklılarına ayrıcalıklar sağlayan devlet mekanizmasını yıkmak için bir örgüte ihtiyacımız var. 

İşçi hükümetine gitmemizde bir adım olacak olan, egemen, demokratik ve sömürülenler ile ezilenlerin oluşturduğu toplumun ezici çoğunluğunu temsil edecek bir Kurucu Meclis için harekete geçelim. Maduro’yu hükümetten ya da Ramos Allup’u Ulusal Meclis’ten atmak yetmez, işleri sömürülen ve ezilen çoğunluğun lehine değiştirebilmek için devleti yıkmak gerekir! İşçi Hükümeti, bunu somutlaştıracak olan son darbe ve sosyalizm yolundaki ilk adımdır.

24 Ekim 2016